Zile ve Beyaz Pekmezi Zilepekmezi''nin bugün dünya
Çapında marka olmasında emeği olan değerli hocamızın yaptığı araştırmalarda
pekmez üretim teknikleri ve bunların üretim sürecinde besin değerlerinin
kaybolmaması için Çalışmalar yapılmıştır Yıllar öncesinden
zilepekmezi''nin üretim sürecini yakından takip ederek, inceleme ve
araştırmalarda bulunmuş ve Vakum teknolojisini zilepekmezi üretim sürecine
dahil ederek zilepekmezi''nin seri üretim tekniği ile üretilirken orijinal
tadını kaybetmemesini sağlamıştır. Ayrıca Hocamız; Pekmezin insan sağlığına
faydaları, Çeşitli meyvalardan alternatif pekmez üretim tekniklerini
geliştirerek anadoluda Çürümeye terk edilen meyvaların ekonomiye
kazandırılmasını sağlamıştır.</p> Kendisine zilepekmezi''nin üretim süreci başta olmak üzere; tarıma, tarımsal ekonomiye, Türkiye''de steril ve sağlıklı pekmez üretiminin gelişmesine yaptığı katkılardan dolayı şükranlarımızı sunar, Çalışmalarında başarılar dileriz. Alıç Pekmezi Üretimi Kuru Üzüm Ve Pekmezin İnsan Sağlığı Ve
Beslenmesi Açısından Önemi Değişik Katkıların Kullanımı İle Beyaz Katı
Kuru Üzüm Pekmezi Eldesi Üzerine Bir Araştırma Dut Ve Harnup Pekmezlerinin Depolanması
Süresince Bazı Kalite Değerlerinde Oluşan Değişmeler. Dut Pekmezinin Bazı Fizikokimyasal Özellikleri Ve
Üretim Teknikleri Pekmez Üretiminde HACCP Uygulaması Kayısı Pekmezi Üretim Tekniği Klasik Ve Modern Yönteme Göre Sıvı, Beyaz Katı Üzüm
Pekmezi(Zile Pekmezi) Üretimi Pekmez Üretim Teknikleri Pekmez Üretimi Ve Denetimindeki Geleneksel
Problemler Production Of Liquid And Wite Solid Pekmez İn Turkey Üzüm Pekmezi Üretiminde Yapılan Taklit, Tağsisler
Ve Belirleme Yöntemleri Üzüm, Kuşburnu Ve Domates Yetiştiriciliği
Fizibilitesi |
Tokat
ilinin 70 km batısında yer alan Zile ilçesinin doğusunda Turhal
ilçesi, güneyinde Artova ilçesi ve Yozgat iline bağlı Kadışehri ilçesi,
batısında Yozgat ilinin Çekerek ilçesi ve Amasya nın Göynücek ilçesi, kuzeyinde
ise Amasya ili bulunmaktadır. Tokat ilinin en büyük ilçelerinden olan Zile
ilçesi coğrafi konumu itibariyle 40 derece 19 dakika kuzey enlemi, 35 derece 45
dakika doğu boylamı arasında yer almaktadır. Yüzölçümü
1512 km2 olan ilçenin denizden yüksekliği 710 metredir. Güneyden doğu batı
istikametinde uzanan ve en yüksek tepesi 1892 metre olan Deveci
Dağları, kuzeyden yine doğu batı istikametinde uzanan yüksek tepelerle çevrili
olan Zile bir ovanın orta yerinde yükselen höyüğün çevresinde kurulmuştur.
Anadolu nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Güvercin
çalı, Hüseyin Gazi Tepesi ve Sivriçal bu ovada belli başlı engebelerdir. İlçe
sınırları içerisinden geçen Çekerek Irmağı önemli bir su kaynağı olmakla
beraber yararlanılamamaktadır. Çalışmaları sürdürülen Süreyya Bey Barajı
tamamlandığında, ilçe topraklarının büyük bir kesiminin sulanabilmesi mümkün
olacaktır. Zile nin coğrafi bölge taksimatında Orta Karadeniz Bölgesi nin
güneyinde bulunması ve İç Anadolu Bölgesi nin kuzeyine komşu olması nedeniyle
her iki bölgenin de iklim özelliklerini taşır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar
özellikle kar yağışlı ve soğuk geçer. Yağmurlar ise daha ziyade ilkbahar
sonlarına kaymış olmakla birlikte sonbaharın ilk aylarında da görülür. Bu
nedenle Zile de genel olarak Karadeniz - İç Anadolu arası iklim tipi hakimdir. Osmanlı
İmparatorluğu nun eyalet yönetiminde "Eyaleti Suğra" ya bağlı olan
Zile, Sivas vilayetinin Tokat Sancağı na bağlı bir kaza merkezidir. Geçmişi
hakkındaki mevcut birçok kayıtların yanında, yapılan arkeolojik araştırmalar
gösteriyor ki ilçe Tunç ve Demir Çağları ndan beri iskana açıktır. Amasyalı
ünlü coğrafyacı - tarihçi STRABON a göre Zile, NİNOVA (Asur Krallığının
başkenti) melikesi SEMİRAMİS tarafından kurulmuştur. Semiramis, güzel bir
cariye iken BELH şehrinin kuşatılması sırasında gösterdiği dirayet ve yiğitliği
sonucunda, Asur Hükümdarı NİNUS un takdirini kazanmış ve onunla evlenmiştir. M.Ö.
1916 yıllarında kocası NINUS u zehirleyerek Asurların yönetimini ele
geçirmiştir. Bu hesaba göre Zile 4000 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Zile
kalesinin (Anadolu’da
bilinen tek dolma kaledir) Roma kumandanı SULLA tarafından
yaptırılmış olması veya burada AMANOS Mabedi nin bulunması ve muhterem anlamına
gelen SİLLA denmesinden dolayı, Zile nin ismi zamanla ZELA - ZİLE şeklini almış
olabilir. Tarihçi CHARLES TEXIER e göre, STRABON eserinde ZELA dan bahseder.
Hüseyin Hüsamettin Efendi nin Amasya Tarihi nde bu yerleşim yerinin Togait
Hükümdarı HARKAR HAN tarafından önemli bir yer haline getirildiği, muhterem
anlamına gelen SILAY adının verildiği zamanla ZELA - ZİLE şekline dönüştüğü
yazılıdır. Ali Danişment Tarihi nde, Mirkatel Cihad da Zile den
"KIRKIRİYE" diye bahsediyor. Zile ve Ünye (Sileh ve Üniya) -
1922 Evliya
Çelebi Seyahatnamesi ne göre "1643" burada halı ve kilim
dokumacılığının ileri gitmesinden dolayı şehrin bu adı aldığı belirtilmektedir.
Kısaca; Zile isminin nereden geldiği hakkında kesin bir hüküm vermek
mümkün değildir. Ancak, Amasyalı STRABON un tarihçi ve coğrafyacı olması ve
Zelitis - Zela ismini eserinde kullanması, bu kelimenin çok eskiden beri
kullanıldığı izlenimini vermektedir. Ayrıca, Zile nin 29 kmgüney
doğusundaki Maşat Höyük de bulunan belgelerin incelenmesi sonucunda, Ord. Prof.
Şevket Aziz KANSU ve aynı buluntulara dayanarak Şemsettin GÜNALTAY, Anadolu
isimli eserinde Eti Medeniyeti nin bugünkü Zile ye kadar yayıldığından
bahsetmektedirler. Bu durumda Zile, Maşat Höyük kazılarında bulunan
tabletlerden elde edilen bilgilere göre; Orta Anadolu da başlayıp kuzey doğuda
Yeşilırmak havzası boyunca sıralanmış Hitit yerleşim merkezlerinden biri olan
"ANZILlA" olmalıdır. Zile
hakkında NINOVA ve Asurlular döneminin sonu ile ilgili bilgiye sahip değiliz.
Yalnız M.Ö. 548 tarihinde Anadolu, dolayısıyla Zile Pers hakimiyeti altına
girmiştir. Persler Yeşilırmak havzasına çok önem verip, tarihi Kral Yolu nu
buradan geçirmişlerdir. I. DARİUS zamanında Anadolu nun en büyük eyaleti olan
Kapadokya ikiye bölünmüş ve Zile kuzeyindeki Pontus Kapadokyası içinde yer
almıştır. Persler Zile de kendi Tanrıları Olan ANAİTİS "ANAHİTA" ANOS
ve ANADATES e ait bir ateş tapınağı inşa etmişlerdir. Bu
mabet çevresinde her yıl son baharda yapılan geleneksel "SAKAİA"
şenlikleri düzenlemeye başlanmıştır. Büyük İskender in Pers Hükümdarı DARIUS u
Granikos (BİGA) Çayı kenarında M.Ö. 334 tarihinde yenmesi ile Anadolu Makedonya
İmparatorluğu nun eline, dolayısıyla ilçe de İskender in eline geçmiştir. Büyük
İskender in M.Ö. 323 de Babil de ölmesi üzerine kumandanları arasında çıkan
harplerde General Ornets, Kapadokya yı haliyle de Zile yi idaresi altına
almıştır. Çıkan bir takım karışıklıklardan sonra Kapadokya bir müddet bağımsız
kalmış, kısa bir süre sonra zamanın Pontus Kralı MİHRİDATE VII. Kapadokya Kralı
Arbaran VIII. i mağlup ederek Kapadokya yı eline geçirmiştir. (Mihridat büyük
lakabı ile anılır. Çok bilgilidir. Tarihçiler bunun 22 lisan bildiğinden
bahsederler.) Zelos 1747 - David Rumsey
Collection v4.0 Bu
olay üzerine Kapadokyalılar Roma dan yardım istemişlerdir. Roma dan gelen SULLA
komutasındaki kuvvetli bir ordu Mihridat ı mağlup ederek Kapadokya yı ele
geçirmiştir. Mihridat eniştesi Diyarbakır Kralı Tifran dan yardım istemiştir.
SULLA nın Roma ya dönmesi, M.Ö. 78 de ölmesi üzerine Mihridat yeniden Romalılar
a savaş açmıştır. M.Ö. 67 yılında Amiral TRİARİUS ile Mİhridates Zile ye 5
km uzaklıktaki Skotios"bugün
Altıağaç denilen mevkii" civarında karşı karşıya gelirler. Ancak savaşın
galibi uzun bir süre belli olmaz. Triarius un mağlup olması ile Mihridates in
Anadolu da başlayan ikinci hakimiyeti de uzun sürmez. Roma Kumandanı POMPEYUS
"POMPEYS" güçlü Mihridates i M.Ö. 67 tarihinde ağır bir şekilde
yenerek, ordusunu tamamen yok edip, Pontus ülkesini işgal etmiştir. Mihridates
bunun üzerine M.Ö. 63 yılında intihar eder (İçtiği zehir etkisiz kaldığı için,
kendisini bir askere öldürtür). Roma ile Pontus arasında yapılan ve yıllarca
süren savaşlar sırasında asker ve sivil olmak üzere her iki taraftan on
binlerce insanın ölmesi bölgenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Mihridates
in ölümü üzerine yerine geçen oğlu II. PHARNAKE "Farnas" Ro
hakimiyetini kabul eder. Bir müddet sonra Kayser le Pompeis arasında çıkan
ihtilaftan istifade ederek Roma ya karşı ayaklanır. Bunun üzerine Roma diktatörlerinden
YUL ÇESAR "Jül Sezar" orduları ile Suriye üzerinden Anadolu ya oradan
da Zile ye gelir. PHARNAKE daha önce babasının Amiral Triarius u yendiği yer
olan bugünkü Altıağaç denilen yerde Jül Sezar ve ordusu ile karşılaşır. (Zile
ye 5 km mesafedeki Yünlü Köyü nün karşı yamaçları veya yayla yolu ile
Yünlü Köyü arasındaki bir yer olmalıdır). Çok
çetin ve kanlı bir savaş olur. Sezar ın ordusu büyük zayiat verirse de sonuçta
II. Pharnake ağır bir yenilgiye uğrar. Zafer Sezar ındır. Sezar uzun ve yorucu
bir yolculuktan sonra, 5 saat gibi kısa bir süreiçerisinde elde ettiği zaferin
sevincini Zile den Roma ya bildirir. Zile de ilâhi törene nail olan Sezar ın,
kısa ama anlamı büyük olan bu mektubundaki "VENİ - VİDİ - VİCİ" "GELDİM - GÖRDÜM -
YENDİM" sözlerini silindirik mermer bir taşa
yazdırır. Yakın zamana kadar Zile Kalesi nde olduğu bilinen bu taşın, çalınması
neticesinde nereye götürüldüğü bilinmemektedir. M.Ö.
44 yılında Sezar ın ölümünden sonra Pontus Kralı SENA kısa bir müddet için Zile
ye hâkim olmuşsa da Zile ve çevresi yeniden Romalılar ın eline geçmiş ve uzun
yıllar Roma nın eyalet merkezi olmuştur. M.S. 241 yılında Sasani Hükümdarı ARDA
ŞIRINOĞLU ŞAPUR Romalılar a harp açmış, Urfa civarında Valeryus u yenerek
Kilikya "Adana" Kapadokya ve Arap Yarımadası nın büyük bir kısmına
sahip olmuştur. Bizans
ile İran "Sasaniler" arasında zaman zaman el değiştiren yöre sonuçta
1071 yılına kadar Bizanslılar ın elinde kalmıştır. İstanbul u almak maksadıyla
Hicri 34 yılında "Hicri 47 yılında, H. 52, H. 97, H. 121, H. 159, H.
171 " yıllarında yola çıkan İslam Orduları Anadolu dan geçerken, genelde
Zile, Amasya ve Çorum yolunu izlemişler, geçici de olsa birçok yeri ele
geçirmişlerdir. Bu arada birkaç defa müslümanların hâkimiyetine geçen Zile, bu
orduların çekilmesi ile yeniden Bizansların eline geçmiştir. İlçede
ve çevresinde bilinen birçok yatırların bu orduların ve Danişmentlilerin
mücahit vekumandanlarına ait oldukları sanılmaktadır. İlçe 1071 yılında Melik
Ahmet Danişment Gazi tarafından Bizanslılar dan alınmış, bu tarihten günümüze
kadar da Türk yurdu sınırları içinde kalmıştır. İlim ve medeniyete çok büyük
hizmetleri olan Danişmentliler in ilçemizde izleri halen devam etmektedir.
Danişment eserlerinin çoğunluğu kaybolmuş olmakla birlikte ilim irfan sahibi
olan, yıllarca zaviye ve medreselerde hizmet veren Danişment Hükümdarı Melik
Ahmet Gazi nin şeyhülislâmı olan, bugün halk arasında Davunlu Dede olarak
bilinen zatın mezarı. Alaca Mescit Bala Mahallesi Sakarya Caddesİ üzerinde
bulunmaktadır. Ayrıca halk arasında Minareyi Kebir Mahallesi ndeki Dürmelik
Sokağı nın adının Danişment Gazi ile ilgili olduğu söylenmektedir. 1174
yılında Anadolu Selçukluları ndan İzzettin II. Kılıçaslan Sivas ve çevresini
zaptederek Türk-Danişment Devleti ne son vermiştir. Bu tarihten itibaren Zile
Selçuklular ın eline geçmiştir. II. Kılıçaslan, sağlığında memleketi oğulları
arasında pay etmiş, fakat Tokat hükümdarı olan Süleyman kardeşlerini mağlup
ederek Anadolu birliğini sağlamıştır. Şairleri, edipleri ve bilim adamlarını koruyan
bu zat zamanında, Zile de bir çok ilmi eser meydana getirilmiş, mevcut
medreselere ilâveler yapılmıştır. Zile,
Orta Karadeniz Bölgesi nde Tokat il merkezine 67 km uzaklıkta olup,
Anadolu nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. M.Ö. 50 li yıllarda
yaşayan ve coğrafyanın pîri sayılan Amasyalı Strabon; bu şehrin Ninova Melikesi
Semiramis tarafından M.Ö. 1600 yıllarında kurulduğunu kaydeder. Bu tarihî kayda
göre Zile nin 3600 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. M.S.
XI yy. da Danişmend, daha sonra Selçuklu Türkleri nin, bilâhare İlhanlılar ın,
Ertanoğulları nın ve nihayet 1335 te Kadı Burhanettin in eline geçen
Zile, 1397 de Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı
topraklarınakatılmıştır. 3600
yıllık uzun geçmişi içinde Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma ve Bizans
kültürlerinin tesiri altında kalan Zile de bugün çeşitli devirlere ait olmak
üzere Hititler e, Selçuklular a, Frigler e, Persler e, Romalılar a, İlhanlılar
a, Danişmendliler e, Ertanlılar a ve Osmanlılar a ait tarihi eserleri görmek
mümkündür. Tarihi
eserler içinde Zile Kalesi, kalenin doğu yünündeki kayaların oyulmasıyla
yapılan ve Roma döneminden kaldığı anlaşılan tiyatro (anfitiyatro), kalenin
kuzey doğu tarafında bulunan Kaya Mezarı, Çay Pınarı, İmam Melikiddin Türbesi,
Şeyh Musa Fakih Türbesi, Ulu Cami, Elbaşı Camii, Çifte Hamam, Maşat Höyük,
Namlı Hisar Kale, Anzavur Mağaraları, Hacı Boz Köprüsü, Koç Taşı ve Kuruçay
daki Manastır Harabeleri görülmeye değer yerler arasındadır. Zile ismi tarih boyunca Zela, Zelitis, Zelid, Anzila, Gırgıriye
(Karkariye), Zeyli, Silas olarak çeşitli değişikliklere uğramıştır. 1872
yılında kaza merkezi, 1923 mülkî ve idarî taksimatında Tokat iline bağlı ilçe
statüsüne kavuşan Zile, 1855 ve 1922 yıllarında iki büyük yangın geçirmiştir.
Düz bir ova üzerinde kurulmuş olan Zile nin hemen önünde Yeşilırmak ın bir kolu
olan Hoton Deresi geçmektedir. Zile
nin jeostratejik konumu sebebiyle, Zile de kültürel ve siyasî bakımdan Lâtin,
Rum, Pontus, Arap, Türk ve yerli halkları arasında hızlı ve canlı bir tarih
yaşanmıştır. XI. y.y. da Danişment daha sonra Selçuklu Türkleri nin, bilâhare
İlhanlılar ın, Ertana Oğulları nın ve nihayet 1355 de Kadı Burhaneddin’in eline
geçen Zile, 1397 de Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına
katılmıştır. Evliya
Çelebi bu yöreyi gezip gördükten sonra meşhur Seyahatname sine şunları kaydeder
"Bu havası hoş şehrin dört tarafında bahçe ve bostanlar içinde sular
akar. Bu bahçelerde bülbüllerin ötüşü, insan ruhuna sefa verir. Meyveleri
lezzetli olup, her tarafa hediye olarak göderilir. Her bağında, birer köşk,
havuz, fiskiyeler ve çeşitli meyveler bulunur. Halkı zevk ehlidir. Gariplere
dostturlar, kin tutmaz, hile bilmez, deryadil, haluk, selim ve halim
insanlardır. Herkese iyi zanda bulunurlar. İyi geçinirler. Hayırlı yapılar
yaptırmaya hevesleri çoktur. Cami, saray, köşk ve imaretleri o kadar metin ve
güzel olur ki, buralara girenler hayran olurlar. Şehir genişlik ve ucuzluk bir
yer olup dünya yüzünde eşi yok gibidir. Yılın her zamanında halkının nimetleri
boldur. Hacı Bektaş Veli nin hayırlı ve bereketli dualarıyla bu eski tarihî
şehir, ÂLİMLER KONAĞI - FAZILLAR YURDU ve ŞAİRLER YATAĞIDIR". Bugün
merkez nüfusu 50.000, 116 adet köyüyle birlikte 110.000 i aşan Zile’nin başlıca
geçim kaynakları tarım, hayvancılık ve ticarettir. 1989 da Zile Meslek Yüksekokulu
ve 1997 de Zile Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu nun kurulmasıyla
yurdumuzun çeşitli yörelerinden yükseköğrenim için gelen 1.000 civarındaki genç
nüfus şehre sosyal ve ekonomik açıdan ayrı bir canlılık getirmektedir. Zile
Meslek Yüksekokulu nun bulunduğu kampüs alanı içerisine, temelinin atılması
programa alınmış olan Zile Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu na ait
Uygulama Oteli nin (özellikle Ankara ve Yozgat tarafından gelip) Zile de
ticaret ve turizm amaçlı konaklayacak olanlar için ideal olacağı
düşünülmektedir. Zile
nin üzüm bağları, meyve bahçeleri, özellikle pekmezi, leblebisi ve kirazı
meşhurdur. Zile bağ ve bahçelerinde yetişen mahsülat ve kuru bakliyat - tahıl
ürünlerinden yapılan yerel yiyecek ve içeceklerin sayısı oldukça
fazladır. Beyaz
pekmez, duru pekmez, salça, sucuk, pestil, bat, sarma, yaprak salamurası,
çeşitli komposto ve konserveler, leblebi ve kuru yemiş çeşitleri
Zile''''''''nin yemek kültürünün önemli birer parçasıdır. Her
yıl yapılan "Kiraz Festivali", "Asırlık Zile Panayırı",
"Güreş Müsabakaları", "Büyük Baş Hayvan Yetiştirme
Yarışmaları" önemli sosyal ve kültürel faaliyetlerdendir. Zile nin
"İl Olma", "Zile - Alaca - Ankara Karayolu Projesi" ve
"Yeni Organize Sanayi Bölgesi Projesi" olmak üzere üç büyük projesi
bulunmaktadır. Zile Belediyesi''''''''nin gayretleriyle gerek Zile - Turhal
yolu gerekse Zile - Alaca -Ankara
Karayolu Projesi İmar Bakanı nın da katıldığı bir törenle 2000 li yıllarda
gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Zile
de pekmez imalâtçılığı, salça, un, naylon çuval, endüstriyel makine, ziraat
aletleri, mobilya, ısıcam, mermer işlemeciliği, lâstik ayakkabı, tuğla ve
toprak sanayii üzerine sanayi kuruluşları ve fabrikalar bulunmaktadır. İlçede
orta öğretim düzeyindeki eğitim hizmetleri de nicelik ve nitelik bakımından
oldukça yüksek düzeydedir. Orta öğretim düzeyinde Anadolu Lisesi, Anadolu
Öğretmen Lisesi, bünyesinde Süper Lise bulunan Zile Lisesi, Endüstri Meslek
Lisesi ve Teknik Lise, Andolu Kız Meslek Lisesi, Ticaret Meslek Lisesi, Sağlık
Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi bulunmaktadır. MİLLÎ MÜCADELE YILLARINDA ZİLE Atatürk
ün Samsuna çıkışından 5 ay sonra Zile''''''''den padişaha telgraf çekilerek
bağlılık belirtildikten sonra Ferit Paşa Kabinesi nin yurt çıkarlarını
koruyamadığı, bu kabineye milletin güveninin kalmadığı, yurdun güvenliğe
kavuşmasını sağlamak için bu hükümetin hemen görevden uzaklaştırılarak yeni bir
hükûmetin iş başına getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kurtuluş Savaşı nın
başından sonuna kadar Millî Mücadele sırasında Zile halkı Kuvva-i Milliyeciler
in yanında yer almıştır. Postacı
Nazım kendisini kanunun kovuşturmasından kurtarmak amacıyla saklanmak için
Yıldızeli civarındaki köylerden birine gelerek, adres değiştirmiştir.
Yıldızeli, Akdağmadeni arasındaki köylerde dolaşarak İstanbul Hükümeti lehine
propaganda yapmaya başlar. İlk isyan telkilâtını bu bölgede kurar. Kurduğu
kuvvete Halife Ordusu adını takmış, Yozgat Beyleri ve Çapanoğulları ile temasa
geçmiştir. İsyancıların Boğazlıyan başarısı bazı isyancıların Zile etrafında
genişleme heveslerini arttırmıştır. 1889 Yılındaki Askerlik Şubesi
Personeli Bunun
üzerine 3 Haziran 1920 de Çorum Müfrezesi 130 kişilik bir kuvvetle Zile ye
isyancıların üzerine gönderilmiştir. Postacı Nazım ın 150 atlı, 200 piyadelik
üstün gücü karşısında müfreze kaleye savunmaya çekilmiş ve 5 gün isyancılara
karşı direnmiştir. 7 - 8 Haziran 1920 de 200 kişilik birlik Zile nin
doğusundaki Bağlarpınarı Köyü ne gelir. Asi kuvvetler geri çekilmek zorunda
kalır. Şehirde kıstırılan asilere 11 Haziran günü teslim olmaları için müddet
verilir. Asilerden teslim olmaları ile ilgili beklenen cevap gelmediği için
millî güçler mecburen Zile''''''''yi bombalamaya başlarlar. Akşama doğru her
taraftan teslim olmak için bayraklar çekilir. Yakalananlar ve ve bunlardan 50
kişi askerî mahkemeye verilir ve 22 kişi ölüm cezası ile cezalandırılır. Aşağıdaki Haritalardaki Yerleşim Birimlerinde Zile Olup
Olmadığında Tereddüt Hâsıl Olmuştur. Sis 1831 - Finley,
Anthony 1830
- Society for the Diffusion of Useful Knowledge (Great Britain) 1823 - Lucas, Fielding Jr. Asiler
çekilirken Zile de büyük bir yangın olur ve şehrin üçte ikisi tamamen yanar.
Zile isyanı olarak bilinen olaylar aslında Zile dışında gelişen isyan
hareketleridir. Zile nin ele geçirilmesi söz konusu olup, hareket yanlışlıkla
Zile halkına maledilmiştir. Kaynak : Ufuk Mistepe |